Küresel piyasalarda büyük dalgalanma, gümrük politikaları endişe yaratıyor

Bu hafta küresel finans piyasaları sert bir dalgalanma yaşadı. ABD borsa piyasası büyük bir darbe aldı, S&P 500 endeksi iki günde %10'luk bir kayıp ile son dört yılın en büyük düşüşünü kaydetti. Dow Jones Sanayi Ortalaması haftalık %7.6 düştü, Nasdaq endeksi teknik ayı piyasası bölgesine girdi. Güvenli liman arayışı arttı, korku endeksi VIX bir ara 40'ı aştı ve bu durum piyasanın son derece huzursuz olduğunu yansıtıyor.

Riskten korunma araçlarının performansı farklılık gösterdi. 10 yıllık ABD Hazine bonosu getirisi 32 baz puan düşerek %3,93'e geriledi ve 18 ayın en düşük seviyesini gördü. Altın fiyatları önce yükseldi, sonra düştü ve nihayetinde haftalık bazda %1,7'lik bir kayıpla kapandı. Dolar endeksi zayıfladı ve haftalık %1,1'lik bir düşüş yaşadı.

Emtia piyasası da satışla karşı karşıya kaldı. Brent petrolü %10,4 düşüşle 61,8 dolar/varil seviyesine geriledi. Bakır fiyatları %13,9'luk bir düşüşle son iki yılın en büyük haftalık kaybını yaşadı. Demir cevheri fiyatları da %3,1 azaldı. Bu, piyasanın küresel ekonomik büyüme beklentilerine dair endişelerin arttığını yansıtıyor.

Kripto para piyasası belirli bir dayanıklılık sergiliyor. Bitcoin fiyatı başlangıçta bir artış gösterdi ve belirli bir riskten korunma özelliği sergiledi. Ancak daha sonra küresel riskli varlıkların genel satışından kaçamadı ve fiyat geri çekildi. Bu durum, Bitcoin'in hem riskten korunma hem de yüksek riskli varlık olma özelliklerini bünyesinde barındırdığını ortaya koyuyor.

Piyasalarda dalgalanmanın başlıca nedeni, beklenenden fazla bir gümrük politikasıdır. Bu politika, ABD'nin geleneksel müttefiklerine yaklaşık %10'luk bir temel gümrük vergisi uygularken, Asya ülkelerine gümrük vergisi %25-54 arasında değişmektedir. Avrupa Birliği'ne de %20'lik gümrük vergisi eklenmiştir. Bu adım, piyasada küresel ticaret savaşının tırmanması ve ekonomik durgunluk endişelerini tetiklemiştir.

Analistlere göre, bu vergi politikasının arkasındaki mantık daha çok siyasi kaygılarla ilgilidir, saf ekonomik kaygılardan ziyade. Bu, mali gelirleri artırmayı, müzakere kozlarını güçlendirmeyi ve imalat sanayinin geri dönmesini sağlamayı amaçlıyor olabilir. Ancak, bu yaklaşım büyük belirsizlikler de getirmekte, özellikle Çin ve Avrupa Birliği'nin alabileceği karşı önlemler düşünüldüğünde.

Amerika'nın en son istihdam verileri piyasaların dikkatini çekti. Genel işsizlik oranı düşük seviyelerde kalmaya devam etmesine rağmen, yapısal sorunlar ortaya çıkıyor. İstihdam artışı aşağı revize edildi, yarı zamanlı iş sayısı azaldı, ücret artışı yavaşladı ve iş gücüne katılım oranı sürekli olarak düşük seyretti. Bu belirtiler, istihdam pazarının yüzeydeki veriler kadar güçlü olmadığını gösteriyor.

Faiz oranları piyasasındaki değişiklikler, yatırımcıların ekonomik görünümle ilgili endişelerini yansıtıyor. Kısa vadeli ve uzun vadeli ABD Hazine tahvili getirileri eş zamanlı olarak düştü ve bu durum piyasanın ekonominin resesyona girebileceği yönündeki beklentisini işaret ediyor, Federal Rezerv'in muhtemelen erken bir şekilde faiz indirimine gitmek zorunda kalabileceğini gösteriyor. Ancak, Federal Rezerv başkanı hâlâ temkinli bir tutum sergiliyor ve gevşek para politikası yönünde net bir ifade vermedi.

Geleceğe bakıldığında, piyasanın karşılaştığı başlıca riskler arasında: gümrük karşıtı önlemlerin belirsizliği, ekonomik verilerin gecikmeli etkisi ve net bir politika beklentisinin eksikliği bulunmaktadır. Bu ortamda, yatırımcılara temkinli olmaları, kaldıraçlarını kontrol etmeleri ve politika gelişmelerini ile piyasa dip sinyallerini yakından takip etmeleri önerilmektedir.

Gelecek hafta, ABD'nin CPI, PPI, perakende satışlar gibi birçok önemli ekonomik verisi açıklanacak. Bu veriler, piyasalara ekonomik durum ve enflasyon trendleri hakkında daha fazla ipucu sağlayacak. Yatırımcıların dikkatli olmaları ve olası piyasa dalgalanmalarına yanıt vermek için stratejilerini her an ayarlamaları gerekiyor.